Sözlükte pek çok üniversite ile alakalı insan olmasından (lisans-y.lisans-doktora-arş.göv.vs.); aranılan makalelerin genelde o alanda işi olan araştırmacıların da zamanında aradığı-bulduğu-incelediği makaleler olmasından; ilgili database£lere ulaşabilir kişi sayısının çok olmasından. :)))

sciencedirect, scopus vesaire gibi makale arşivlerinin bulunduğu siteler ile üniversiteler anlaşma yapıyorlar belli bir ücret dahilinde. daha sonra öğrencilere dağıtılan @edu.tr uzantılı mailler ile üniversite öğrencileri (özellikle yüksek lisans/doktora ve akademisyenler) bu makalelere ücretsiz erişme olanağı sağlıyor. daha sonra arayan kişi ile paylaşıyorlar/paylaşıyoruz eğer bizim kayıtlı olduğumuz üniversite ile kurum arasındaki anlaşma o makaleyi indirmeye müsade ediyorsa.

oylanmamış entry kalmaması için icad edildi o. :)
bir zamanlar oy verme önemliydi :)

ek: şaibeli entry butonu vardı. oylanmamış entry varsa onu getiriyordu. iyi ya da kötü diyemiyorsan öeh diyordun, nötr manasında. oylanmış oluyordu o entry de. herkes memnun oluyordu. :))

şimdi de bu hafta dikkat çekenler'e girdirtmeye sağlıyor entryleri sanırım.

şaibeli entry butonu hala var ve calısıyo.

öehh iyi ya da kotu diyemedin arada kaldın ama oyluycaksın öehh diyosun o işe yarıyo. ama kötüye daha yakın tahminlere göre.

40tl?

kcal cinsinden

arabayı 40 km ittiysen çok.
arabada yiyip içtiysen (negatif anlamda) çok.
çok işte be hacı. :)

100 kalori yaktın diyelim. arabadan indin yemek yedin kaç kalori aldın

bilgisayarın karşısında 8 saat otururken yaktığınız kalori ile aynı kaloriyi yakarsınız. ha, arabayı sürerken dans falan ettiyseniz o başka.

50 kalori falandır ya en fazla. o kadar bile değildir.

f1 filotu olsan oldukça fazla olurdu ama binek otomobille kayda değe...ciddi misin ?!

otomatik vites degilse kuskusuz adale de yapmissinizdir.

ayrica kendimi tutamayarak, 1km/cal x 40 = 40 yapar.

www.novafeel.de

su siteye göre (almanca)45 dakikada (asagi yukari 40 km yapar) yaklasik 90 kalori yakiliyormus.
yanniz 80 kiloluk bi insana göre hesapladim.

50Hz 100Hz cok dikkatli bir izleyiciyseniz onemli. Hz yenileme hizini temsil eder ve ekrana gelen goruntunun kac kere yenilendigini gosterir. Cok hizli sahnelerde bugulanma olmasi Hz in dusuk olmasindan kaynaklanir.

Led TV lerde ayrica siyah renk sorunu vardir, evet renkler cok canli gozukur ama bir muddet sonra renkler gercekligini yitirir sizin gozunuzde, eger takintiliysaniz, ben gercege yakin goruntu isterim derseniz, plazma tavsiye ederim.

Ben de arayis icerisindeyim acikcasi,aylardir arastiriyorum. Plazma alirsam panasonic Gw30 serisini, LED alacaksam da Samsung d6000 serisini alicam.

Allah bir, Marka iki. :)))

Zaten bizim gibi son kullanıcı o kadar etkilenmez ayrıntılardan. HA 100 hz ile 60 hzlik makine yan yana gelirse ayıp olur ama çok da ayrıntıya takılma. Donanımhaber forumları gibi yerlerden fikir edin, kullananlardan fikir al sonra zaten bir şablon oluşur.
çok ayrıntıya da bulama kendini, süperalfahiper ses girişi olsa mesela ne işine yarayacak. minimumları yazayım ben; 100 hz, en az 3 hdmi giriş (otu boku püsürü takacan anca yeter), iyi bir marka. :)

USB Media Player'ın her türlü ses ve görüntü formatını desteklediğinden emin ol (MKV,DTS AC3 vs vs ) ,daha önceden sahip olduğun dizi filmleri izlemek isteyip de ses de görüntüde sorun çıkınca can sıkıyor. Bende LG var DTS desteklemiyor mesela birşey indirirken devamlı AC3 arayıp duruyorum.

1- samsung alma.
2- yenileme hızı 100 hz olsun
3- tepki süresi 4ms'nin altında olsun
4- usb'den desteklediği dosya formatları fazla olsun

bizi biz yapan hatıralarımız, yaşadıklarımız..
anca yeni beyinin kapasitesi düşükse biraz daha salak olabiliriz,,bi de duygular hormonlarla falan bağlantılı, yeni bedenin ürettiği hormonlara göre kişilik değişimleri olabilir ama bence gene de ben, ben olurdum :)

zor soru bu. ama

1. yine sen olmazsın. seni sen yapan sadece beynin mi, yoksa - pardon ama - ruhun da katkısı var mı?
2. aklım yine ruh değişkenine kayıyor. o yüzden bence yeni kişi bambaşka biri olur. (konu dışı: bu söylediğin resurrection denen olay. Ne kadar mümkün olabilir? Veya ne kadar mümkün oldurulabilir? Tüm dengeler değişebilir ki eğer mümkün olarak varsa/sunulursa)

Birebir replikanıza dahi koysalar yeni biri olursunuz.

25 yaşında kopi yaptılar, 35de öldük, copi peyst yaptılar. Şimdi her ne olursa olsun siz o aradaki on yılda yaşlanan vücuda uyum sağlamış bir beyini 10 sene önceki haline döndüreceksiniz. yaşadığınız fiziksel yıpranmalar olmamış gibi devam etmeniz zor. insan beyninin yabancılaşma yaşayacağına eminim. tabii sağlam bir psikolojik süreçten sonra iyi olabilirsiniz ama dünyaya bakışınızın değişeceğine eminim şahsen.

yine biz olurduk bence ama yaşadıklarımızı (ölüm nedeni, anı) hatırlıycağımız için ciddi psikolojik sorunlarımız olurdu. muhtemel aynı bedende bile olsak ölümden döndük diye değil de bu beden bana yabancı diye düşünürdük. neticede görünüş olarak aynı olsa da 0km beden.

illaki olur; sadece zamanımızın teknolojisi el vermiyor sanırsam...

çünkü beynimizde gerçekleşen olaylar elektriksel; o elektriksel veriyi alıp kopyalanabilir/işlenebilir bilgi haline getirebilirsek neden olmasın...

hormon olayı zor olmasa gerek; sonuçta bedenin birebir kopyasında hormon da üretilecek; yazılım doğru yüklendikten sonra sorun olmaz :P

hatta temel fonksiyonlar için "firmware", zihin meselesi için "software" takılabiliriz de :D

insan beyni yaklaşık 10tb bilgi alabilir diyorlar; hazır zihnim kopyalanırken bi kaç full hd film, biraz da flac müzik arşivi de fena olmaz sanırsam :D

ödev mi bu :))

yöö, çok dizi izlemenin sonucu. :)

6. gün filmini izle

çok tanıdık hatıralara sahip başka bir insan olurduk. hani çok net hatırlanan bir rüyada başkasının yerinde olmak gibi. farklı duygularımız ve düşüncelerimiz olacaktır çünkü düşünme beyindeki kimyasal reaksiyonlar sayesinde olur ve beyinden beyine fark eder.

veya;

"ben bu vücuda nasıl girdim bu ben değilim farklı hissediyorum çıkarın beni burdan ben deli diilim" haykırışları içinde kafayı sıyırırız, bunun bir rüya olduğunu düşünüp uyanmaya çalışmaktan kendimize zarar veririz.

The Island isimli filmi izle eğer izlememişsen.

Bana göre olay şu; tabii ki farklı biri olur. Ancak bunun tek sebebi, o maddelerin (atomların) farklı olması. Aynı atomdan iki tane yok neticede, bire bir eş atomlar olsa da. Gerçi bu bakış açısına göre; insan, birkaç sene önceki haliyle büyük ölçüde farklıdır (4 senede hücrelerin %80'i mi ne yenileniyormuş, öyle bir şeyler). Yani farklı biri olur ama senin dediğin gibi bambaşka biri olmaz. Çünkü en önemli etmenlerden biri düşünceler.

Psikolojik olarak ise durum şöyle; bu olayın farkına varmazsan aynı kişisin. Çünkü hatıraların eskisi gibi olduğu için kopya olduğunun farkında olmayabilirsin bile. Ama sonra çıkıp sana durumu anlatsalar, kabul etmekte zorlansan da, farklı biri olduğunu kabul edersin bence.

Bir de şu var, çok benzer ve ilgini çekecek bir konu; (bkz: her şeyin şu anda yaratılmış olma ihtimali)

ruh denilen şey beyin hücrelerinin birlikte oluşturduğu bir farkındalıktan ibaret bence. dolayısıyla evet sen sen olursun ama kırılım anından itibaren değişim başlar. yani şöyle demek istiyorum. beynini kopyaladıgını ve kopyan ile senin aynı anda uyandıgınızı düşün. uyandıgınız anda ikiniz de sensin. ama 1 saniye sonrasında ortam ve hissettiklerin sonucu oluşan duygular ile fikirler nedeni ile artık ikiniz de sen değilsiniz. 2 ve 3ncü kişilersiniz hikayede..

buradaki varsayim dualist bir yaklasim. yani zihnin bedenden(beyin de dahil olarak) ayri oldugu.
varsayimi kabul edersek (ki kisisel olarak yakin degilim dualizme) fikrim, o kisi uzun bir uykudan uyanmis eski kisidir.

kavanozdaki adam diye bi dizi vardı zamanında TRT'de...beyin nakli geçiren bi adam kafayı yiyodu, sorduğun soru o diziyi hatırlattı bana...
(bkz: hey gidi günler)

çok güzel yanıtlar geldi arkadaşlar hepinize teşekkürler. sanırım asıl sorun, bizi biz yapan nedir? oluyor. fiziksel bedenimiz mi yoksa düşüncelerimiz mi? düşüncelerimizi de fiziksel varlığımızın bir parçası kabul edersek (elektrik akımları) o halde bizi biz yapan fiziksel varlığımız. bu varlığı tamamen kaybedersek bir geriye dönüş olmayacağını düşünüyorum. dolayısıyla kopya başka bir insan olmalı sonucuna varıyorum kendimce.

Başlangıç sınavı test usulü. Zaten 3 sene staj süresi var. Bir kitapçıda, bağlı olacağın odada yahut bir tanıdığında varsa başlama sınavı hazırlık kitaplarından birine göz at. Deneme sınavlarına göz gezdir. Fikrin olur böylece. Ha ben bu mesleği yapmam aga diyorsan hiç düşünme kır direksiyonu akademik camiaya. :)))

staja başlama sınavı ile iş deneyiminin bir alakası yok neredeyse. Daha önce sınavlarda çıkan sorulara göz gezdirirsen çalışarak ve bol soru çözülerek yapılacak bir sınav olduğunu görürsün. Dershaneler 120 sorudan 80-90'a yakın birebir soru tutturuyorlar hatta bu sınavlarda. dershaneye gitme düşüncen yoksa bir dershanenin kaynaklarını veya herkesin söylediği birkaç kitap var onları alıp çalışarak başarılı olabilirsin.

dershane yahut sıkı bir çalışma ile kasımdaki sınavı kazanabilirsin. 3,5 ay var.

benim iş deneyimim olmasına rağmen temmuzdakinde sçtm galiba.

zerre pratik bilgim olmamasına rağmen bu sınavda il birinciliğim var. tabi aslında il birinciliği diye bişey yok ama ben ilk sınavı verdikten sonra epey arayan olmuştu en yüksek puanı almışın diye...kursa falanda gitmedim.çalışırken konuları biliyorum diye de atlayıp geçmedim ama.
mali müşavirlik ruhsatı alıyım kenarda dursun d
ye girişilecek bi iş değil. benimki "ulen ailede herkesin imza yetkisi var. mimar mühendis avukat biz sadece işletmeciyiz bari mali müşavir olalım dedik" staja başlamadan sonra okdara soğudum ki bu işten allah belasını versin dedim. hiç bir yerde çalışmadım staj süresince gittim çayımı kahvemi içtim geldim.uzaktan eğitim cd setini kardeşime sayfa başı ücret vererek geçtim. sonra herkez benim çektiğim sıkıntıyı çekmesin diye bir arkadaşa uzaktan eğitim cd lerini otamatik tıklayan basit bir prgram yaptırdım ve dağıttım.... ruhsat sınavında tek amacım tek seferde 7 dersi de verip bu lanetten kurtulmaktı. ilk seferde 5 dersi verdim. o kadar soğudum ki ankara siyasala gitmek zul geliyordu... karşıdaki kahvede uyuyup sınava girmediğim bile oldu...ama sürekli kafada bir yer işgal ediyor. sınav dönemi sendromu yaşıyordum... odadan süreniz dolduğu için son hakkınız diye telefon gelince verelim ulan şu sınavı dedim... düşünsene onca emek ve 3 sene boyunca zaten staj yapıyorum deyip elini hiç bir işe sürmemek. resmen boşa geçen 3 yıl. her neyse verdik 2 dersi de ... sertifakayı almaya 1 sene sonra gittim. herkesin imrendiği bu ruhsatı çerçevelettirip ters bir şekilde bile astım...
haaa neden soğudum ... kusura bakma bu ülkede belli bir dönem vergi kaydı olduğu için. hatta ilkokul mezunu olan muhasebecilerle aynı işi yapmak soğuttu beni... biliyorsun son değişikliklerle onları da mali müşavir yaptılar ve hiç bir meslek mensubu delikanlı gibi çıkıp ellerinden alınan hak için itiraz etmediler...koyun gibi davrandılar... bende yapmıyorum aga bu mesleği dedim...
3 sene uzun bir dönem...muhasebecinin yanında çalışıyorsan bırak... git başka yerde çalış... yok illa orda çalışacaksan da mali müşavirlikden başka şansın yok... kastır kpss den ii puan alıp vergi denetmeni falan ol. aynı çile nasılsa... vergi denetmeni olduktan sonra mali müşavr oluyorsun nasılsa...kendi işini yap... bence uzak dur..

ben telefon ve cüzdanı elimde taşıyorum.gözlüğü yakaya asıyorum,solüsyon doldurduğum lens kutusunu ve anahtarları bir cebe,telefon kulaklığını da diğer cebe atıyorum.
sizin taşımanız gereken çok daha fazla şey varsa bilemeyeceğim,zor iş... :)

klasik cüzdanı bırak ince kartlık cüzdanlar var, cok nakıt taşıma,
mp3'leri telefona kaydet ordan dinle,
sacma sapan anahtar ve anahtarlıklardan kurtul, gerekliler kalsın sadece,
dar olmayan gömlek ve pantolonlar dene mümkünse gömlekte cep olsun, sigara çakmak gömlekte durabilir. Telefonu cebine koy kulaklıklar omzunda boynunda durabilir takar çıkartırsın pratik. Bu sayede müzik dinlerken telefonla da konusursun.
Ama hepsi bir kenara nasıl rahat ediyorsan öyle yaşa. Çantayı bıraktın diye seni avrupa birliğine almıcaklar nasılsa.

sigara paketinin icine cakmagi koyuyorum paketide ön cebime koyuyorum, arka cebime 3-5 ne kadar lazimsa para ve ehliyet. elde de telefon.

Çanta taşıyorum çok rahatım. Başlarım şekle şemale. :)

Ceplerimde sadece bozuk para cebi kullanılır durumda.

Çantada iki telefon ve kabloları, para, kartlar, anahtar (dükkan + ev + araba), flash disk, incik boncuk var. Rahatım. :)))

öyle ceplere onbin şey doldurmaktansa kullanın bence. evet çantasız çıkmak büyük rahatlık ama gömlek cebinde sigara vs kadar itici bişey yok. arka on cepler dolmuş cuzdandan poponun tek lopu daha çıkık filan gereksiz. bu çanta olayında aslında anahtar nokta çantanın modeli. şahane güzel postacı çantaları da varken adamı birden 45+ göstericek çanta da var. kişisel göz zevkimin ve keyfimin kahyasının erkek kısmına yakıstırdıgı dik değil de yatay olan postacı çantaları. dik olanlardan da arada çıkıyor güzel ama onlar da daha feminen sanki onbin cepli fermuarlı olanları da 45+. kitabınızı gazetenizi de taşırsını eliniz cebiniz rahat eder.

edit. bir de oyle muşamba fln değil de kalın keten mi neyse işte kumaş veya deri moddeller bence

böyle el çantaları nasıl misal? image5.sahibinden.com
spor tarz gerçi ama klasik/deri modelleri de bulunabilir belki.

ya abi kusura bakmayın da elindeki iki tane şeyi sadeleştirip taşıyamayan adama da laf ederler yani. cüzdan var, içinden kredi kartını ve bi miktar banknotu alıp kotun ufak cebine koyuyorum, cep telefonu var her işi gören, anahtar var. bu kadar.

bir ara ben de küçük çanta taşıyordum ama hakkaten korkunç duruyor yani, hele bir de ince ipi varsa, mehhh.

elde taşınan o son model çantalar da inanılmaz apaçi.

millet herkesi kendi gibi sanıyor da kolay geliyor. ben de çapraz çanta taşırım ce yapabileceğim bir şey yok.

ince kartlık cüzdan denmiş. peki nüfus cüzdanını da götüme mi sokayım, ikiye mi katlayayım? başka bi siki kabul etmeyen yerlere lazım olan bir nüfus cüzdanım var çarşaf gibi t.c. nüfus cüzdanı. hadi diğer meslek kimliği, kredi/banka kartları falan kartlığa sığıyor diyelim.
telefon taşımalıyım.
anahtarı sadeleştirecekmişiz. evinde yatan adam değilim, ofisim var. üç tane evin (apartman, alt kilit, üst kilit) iki tane ofisin anahtarı var. en az beş anahtar taşıman zorundayım.
muhtelif nednelerden dolayı (kuşu besle, çiçek sula vs) annemlerin evinin anahtarını da taşımalıyım. oraya gittiğimde dallamaların kapısını kilitlediği garajı açabilmek için de iki anahtar var, altı da oradan ekle.
arabanın anahtarı var onu da taşımalıyım.
allerjik rinitim var, nasonex taşımalıyım.
aynı nedenden dolayı bir paket selpak taşımalıyım.
güneş gözlüğü taşımalıyım.
mp3 çalar ve kulakığını da taşımalıyım.
en az bir tane kalem taşımak zorundayım işim gereği.
içmiyorum ama içiyor olsaydım bir paket sigara ve çakmak da taşımalıydım.
üzerimde de cepsiz tişörtle iki önde iki arkada cebi olan normal pantolon var.

şekline kodumun beğenmeyen adamının allerjisi yok, ofisi yok, zaten anasıyla kaldığı için gardiyan gibi iki ayrı anahtarlık taşıma derdi yok, arabası yok. parası ve telefonundan başka bi siki yok, gelmiş çanta taşıyorum diye bana ibne diyor.

Zaten anasıyla kaldığı için diye milleti aşağılayan adam annesinin çiçeklerini suluyor her gün ahahahah

no offense. herkes bildiği gibi giyinsin banane arkadaş.

biraz paraya kıyıp kaliteli, fiyakalı bir çanta alın. (kaliteli olsun ki burhan altıntop gibi olmayın) gerisini unutun.

not: dişiyim.

kimseyi aşağıladığım falan yok, yazdığım şeyde bir aşağılama ifadesi de yok. herkesi kendi gibi sanıp "anahtarı azaltın" demenin o kadar da kolay olmadığından bahsediyorum. gözünüzle okuyun.

şekline kodumun adamı dedim evet, çünkü o da bana ibne diyor o çantayı taşımak zorunda olduğum için, niye taşımak zorunda olduğumu bilmeden hem de. sırf soktumun gözüne hoş gözükmediği için, kendi taşımak zorunda olacak kadar eşyası olmadığı için. herkesi kendi gibi sandığı için.

pdfdergi.com

Oradan alırsan bir, buradan alırsan bir totalde iki gibi bir durum vardı. Mesela alkol oranı 22den fazla olan içkiler için bir litre sınırı var. ama madrid havaalanından bir litre, buradan bir litre alabiliyorsun. esneklik bu kadar yani. :)

1 - komisyon değil de döviz kur farkı alıyor yani euro 2,3 ise bizde adamlar 2,35 falan yazıyor. Ama biraz değişken yani sabit bir komisyon yok zannımca ya da ben hep küçük alışverişlerle uğraştığım için farketmedim. :)
2 - bilmiyom! :)
3 - ortalama 8 -15 gün. Afyona 4-5 alışverişim oldu ameriga ve ingiltereden ortalama aynı. Lakin azı zor çoğu da mümkün. :)))

Komisyon almıyor, döviz kuru farkı da komisyondan sayılmaz, yalnız 2 tür döviz çevirme olayı var paypalda ya kendisi çevirecek ya da kredi kartınıza bırakıcak bankanız çevirecek olay bu.

buy it now dediniz iptal olmuyor satıcıyla görüşün

priority mail geliş süresi 2-3 hafta kadar first class da en az bunun kadardır

ne olur öyle kalırsa peki. illa satıcıyla mı konuşmam gerek?

Türkiye'yi ziyaret edecek Singapurlular bulmayı denerdim herhalde.

singapuru ziyaret edecek Türkler de bulunursa olur herhalde. :)

(Bu dediğim ayıp biliyorum ama üstteki pası gole çeviresim geldi :)))

tahtakale +1

Hatıra kalsın bırak panpa

singapurca öğrenip bir singapur websitesinden alışveriş yap

@mikelarteta: bozukuklar da var, onlar hatıra kalır.
@jimicik, gerçekse çok komik şakaysa hiç komik değil.

cgi.ebay.com.sg

@jimi, dostum sen ciddisin galiba. para nakit olarak elimde. ayrıca kredi kartıyla alışveriş yaptığımda miktar tl'ye çevrilerek hesabıma yansıtılır. gidip ekstremi singapur doları olarak ödeyemem yani.

western union moneygram vs. ile ödeme tavsiye edilmese de var ama satıcının güvenilir olduğundan emin olman gerek
edit: ciddiyetimi göstermek baabında bi de malayca dersi veren yer linki koyacaktım ama üşendim :) (singapurca diye bişi yokmuş)

bunu aldım, çok memnunum.

www.vatanbilgisayar.com

edit: 2 aydır kullanıyorum, usb'den her şeyi çalıştırdı.

Bilgisayardan seyredecek isen, hdmi kablo takılabilen bilgisayarın varsa;

SONY BRAVIA KDL-32EX710 LED TV (32 inç ama sony)
TOSHIBA 40SL733 LED TV (40 inç mamafih toshiba) :)

usbden film çalıştıranları salla, eziyet olur sana. ama bunlar da usbden bilgisayara aracılığı ile çalıştırır. :)

edith piaf: usbden aracısız çalıştıranlar var onları kastederek salla diyorum. :) imza: ifade özürlüsü kadim. :)))

samsung fena görünmüyor. fiyatı oldukça çok iyi.

toşiba ile işim olmaz :) ama soni'de fena değil gibi. hdmi çıkışlı laptop var ama iki iş oluyor ve ekstra enerji harcamış olacam.

kendimi biraz yeşil gördüm

samsung c650 serisini tavsiye ederim. 32si 40ı size kalmış. 630 serisinden farkı parlak ekran, kontrast ve internet tv. internet tv önemli değil, diğerlerinin aradaki farka değip değmeyeceğine siz karar verin.

darty, vatan, electroworld vs. indirim ürünlerini takip edin. 300 tl ucuza almıştım ben.

samsung c650 serisine kefilim. altyazı ve farklı formatları oynatma sorunu olmaması bence en büyük artısı.

img69.imageshack.us

@zihuatanejo hocam linkten bi şey göremiyorum (kurbağa :))

ctrl basılıyken mouse ile zoom yapın. biraz daha büyüyor. ya da ben özet geçeyim:

c650 150.000:1 kontrast
c630 120.000:1 kontrast

650nin renkleri daha doğru, 630 daha az parlama yapıyor. ikisi de güzel televizyon. bütçenize göre karar verin.

Avukat kendisi giremez - yasalar gereği-. Açık arttırma belirlenen fiyat üzerinden iki aşamalı yapılır. İlk arttırmada en az belirlenen bedelin %60dan başlar. Kimse fiyat vermezse ikincide %30 civarından başlıyordu.

İlk arttırmaya sadece sen girdin, motora 9.000 bedel çıkartmışlarsa verebileceğin en düşük değer 5.400,00 TL dir. Bu rakamdan alırsan bir de tellaliye, harç cart curt ilave olur kabaca 6.000,00 liraya alırsın.

avukat girebilir, vekaleten veya kendi de alabilir. satışı yapılacak şeyin muhammen bedeli tespit edilir. ilk açık arttırmada bu bedelin %60 ına satış yapılabilir. kimse bu miktarı vermez veya kimse katılmazsa başka bir tarihte 2. satış yapılır. bu satışta ise muhammen bedelin %40 ını veren alır. veren olmaz vea katılan olmazsa satış iptal olur.ihaleden önce genel olarak %20 sini teminat olarak yatırmak gerekir muhammen bedelin.

Bölümün iyi. Bence kasmalı ve bitirmelisin. Matematik mezunları da programlama yapıyorlar, iş ilanlarında görürsün.

gaza gelip bırakayım deme başka bi bölümde mutlu olacağının bi garantisi yok daha da mutsuz olabilirsin. matematik bölümü de çok alakasız değil bilgisayar programcılığıyla. bence kas biraz daha bitir.

ha diyosan ki ben üniversiteye giriş sınavlarına kasarım, en baba yerde en kral bölüme girerim, o zaman dene şansını. ancak anlattıklarına göre sende öyle bi durum yok.

o yüzden eldeki kuş > daldaki kuş

Hesabın bir kefesine de harcanan 2 yıl + aileni koy öyle değerlendir.

Ömür boyu mutsuz ol demiyorum ama bir de işin öbür tarafı var. TEk başına yaşamıyorsun neticede. :)

eğer bilgisayar bilimleri ile alakalı 4 yıllık bir programa giremiyorsan össden matematiğe devam. cidden myo da 2 yıl boyunca öğretilen programcılığı sen eğer matematik altyapın gelişmişse 4-5 ayda halletmiş olursun. mezun olana kadar uğraşmam diyorsan okul bittikten sonra kendini geliştirebilirsin, okuduğun bölüm, ilgin olan alanın temelini oluşturuyor sonuçta.
hani sanat yönetimi gibi teknik olmayan bir alanda okusan dicem ilgi alanın alakasız bırak veya okul/yaşam ortamı seni sinirlendiriyor (ki bu da en az eğitim kadar önemli bir etmendir bence) ozaman da eyvallah..
2. sınıf devam.

Topoloji, soyut cebir, yöneylem gibi dersler dışındaki matematik bölümü dersleri profesyonel programcı olabilecek biri tarafından biraz çalışmayla geçilebilir. Programcılıktaki akıl yürütme matematikle koşuttur. Uzun lafın kısası o dediğim dersler dışındakileri veremiyorsanız zaten vasat bir programcıdan başka bir şey olmazsınız.

Ben matematikte kalın, bir yandan da programlamayla ilgili işler bulup çalışın, okul uzasa da hem matematiği hem de programcılığı çok iyi bir şekilde öğrenin derim.

2 seneyi okumuşun kalmış iki sene. sonra da bilgisayar bölümlerinden birinde master yapsan, eder 4 sene. bi sene de uzatsan, eder 5 sene.

bıraksan, seneye öss'ye tekrar girsen, kazansan 4 sene de okusan, eder 5 sene.

bir tarafta 5 senede master derecesi, diğer tarafta 5 senede lisans derecesi. aynı bölümden. sence?

hepiniz çok sağolun, bu kadar ilgi güzel oldu iyi oldu aklımı biraz daha başıma devşirdi.

hayır. birincisini belgeli olarak yapmışsınız, tapu kaydı - > banka.
ikincisinde siz elden çekmiş görünüyorsunuz. Kendi hesabınızdan kendiniz çektiğiniz için bir şey denilemez. (tabii bankanızda ikinci işlemde ali veli çekti ibaresi olmadığını farz ediyorum.)

dekontta

TAL.İST.
PARAYI ÇEKEN : XXX kisisi

yazıyor
edit XXX kişisi satışı yapanın ortağı gibi birşey,

o kadar belgeye rağmen nereye gitti derlerse (burası türkiye) aha gardaş işte tapu işte satış belgesi işe alım belgesi diyerek belgelersiniz. çok para transferinde önemli olan belgesiz işlem yapmamaktır.

ben o kadar parayı hesabıma yatırıken nerdeydiniz dersin

Yüksek miktardaki para transferleri maliyeye bildiriliyor ve eğer geçerli bir gerekçe gösteremezsen ceza kesiliyor vergi kaçırmaktan. Normalde bile 1 lirayı sağ cebinden alıp sol cebine koyarken maliyeye bildirmek zorundasın zaten.

kesinlikle para dikkat çeker. emin değilim ama sanırım 10.000 tl üstü tüm rakamlar için bir bildirim vs oluyor veya bunlar takibe alınıyor. ha bu parayı o holding bir şey karşılığı vermiş ise ve bunun belgesi varsa o başka. ayrıca bazı işler derken? temiz iş değilse zaten anında başı yanar.

eğer bir kılıfı yoksa feci dikkat çeker. bir şekil şemal uydurulsa bile 1 milyon avro hiç az para değil. Genel müdüre kadar dikilirler ayağa. Ayrıca BDDK bile bir şekilde lan? der. Neticede onların bankalar üstünde sıkı denetimleri var.

hesaplar arası virmanda sıkıntı holding tarafında olur. yoksa amcayı kimse takip etmez. diyelim ki bu eft yapıldı. kimse de farketmedi. İlk incelemede holdingin para hareketinden bu işi görürler. Arkasından amca da yanar holding de yanar. Yani sessiz sedasız yapsanız bile ileride gene iki tarafa da dert/sıkıntı/ceza olarak geri döner. :)))

100.000 TL üstü paralar takibe takılır.

ilk aramı alacağım zaman bankadan kredi çekmiştim, ihtiyaç kredisi... tamamıyla 24.000 tl havale yaptım başka bankadan
sordular bu para nereden geldi diye..

öncelikle para ile bazı işler derken yani adam iş kuracak pis işler değil.
zaten bu adamın sicili falan temiz yani pis iş adamı değil.
al pis iş yap desende yapmam abi para kalsın diyecek bir adam.
holdingle bir iş yapmayacak.
holding buna parayı tık verecek.
holdinge sen bu parayı neden verdin?
ya da adama sen bu parayı neden aldın sana neden verdiler?
gibi sorular sorulurmu ?
bunların bir yaşanmış örneği varmı?
bir kanun veya herhangi bir yazılı dayanak var mı?
teşekkürler.
not:holding cemaatin ve en baba devlet ihalelerini alıyor la hani onlara kıyak yapmaz mı maliye :)

Yapmaz. Versat ve intikal vergisi diye bir şey var. Karşılıksız para veremezsin. Karşılığı var dersen o zaman da o karşılığın vergisi isterler. Ortağın parası desen, kar dağıtımı sayarlar; şirketin parası desen yasal faiz üzerinden para satıldığını düşünür idare, o zaman da para satımı yetkiniz olmadığından dert olur v.s. v.s.... Bir müfettişin raporu yeter. :) cemaat falan da sökmez o büyüklükteki işlerde. :)

bence olay "pis iş" üzerinden değil daha çok vergiklendirme kısmından dolayı patlar ama holding bu emmiyi diyelim kendisiyle bir seferlik bir danışmanlık işi yapmış gibi gösterse bu paranın gelir vergisi cartı curtu ödense kimse ardını sormaz. maliye para transferine değil, transferin nedensizleşip vergilendirilmemesine kıl.

karşılıksız para verememek ne demek yahu parayı nakit versin madem kimse bilmesin istiyor

nakit alsa sorun olur mu peki?
bir yol gösterin o zaman hacılar hafızlar.

bende merak ettim bir şey. holding diyelim parayı elden verdi. Emmi sonra aldı parayı gitti yatırdı işe. Gelip sorarlar mı emmiye ''Bu paranın suyu nerden geliyor diye? Adam arkadaşım borç verdi dese nolucak :)) hesap mı sorucaklar?

Nakit verilebilir de , 1m Euro nakit verebiliteniz varsa olur. :)
Bankadan çekip, elden verecem desen bu sefer de muhasebe açısından bankadan çekilmiş o para kara delik gibi olur mizanda, bilançoda. Para çekilmesine uygun bir kılıf bulunursa neden olmasın. :)

oncelikler (bkz: masak)

holding elden de verse o parayi defter-i kebirde o büyüklükte bir çıkışın karşılığını ne olarak yazacaklar?

bu gibi durumlarda vergi kaçırmanın / sorun yaşamamanın en mümkün yolu vakıf üzerinden aktarımdır. mat couthon vakfı kurar holding patronu, hissesinden 1 mio avroyu alır. sonra anadoluda bir köyde yaşayan bir adamı kalkındırma projesine aktarir. amerikada vakıflar vergi mevzuatinda cok bosluk buluyorlar. bill gates in mal varliginin % 97 sini vakfa bagislamasi falan...

@wax simulacra. evet sorarlar. 20.000 TL üzeri para yatırmalarında kimlik tespiti yapılıyor ayrıntılı olarak. banka şüphelenirse bildirmek zorunda zaten masak'a..

olmaz öyle şey. belki ben parayı çatır çatır ateşe verip yakmak için kazanıyorum

parayı çatır çatır yakamazsınız. Türk parasını koruma kanunun var. :)))))

o kanunu yerler

Otomasyona geçilmişse internet bankacılığı ile yahut banka şubesinden yatabilir. Onun dışında hemen bütün illerde belediyenin web sitesinden kredi kartı kullanarak oluyor diye biliyroum. Bunun dışında olmaz. :)

Anahtar cümle: belediyen ne kadar teknolojik? :)

belediyeyi arayıp posta çeki hesap numarasını öğrenin. yıllardır herhangi bir ptt şubesinden posta çeki havalesi ile yatırılabiliyor. internete bankaya gerek yok. taa neredeki yazlık evimiz için bir kere dahi oranın belediyesine gittiğimiz olmamıştır 20 yıldır.

Çok tutmuyor ama

monster inc?

yok yok kesinlikle monster inc

monster inc animasyon. o değil

Little Monsters (1989) olma ihtimali??

özledim yahu bu soruyu!

4-5-6-1-2-3 yap, serinin tadına var.

4-5-6-1-2-3-4-5-6

harbiden he uzun zaman olduydu biri sormayalı.

ben 4-5-6-1-2-3 yap derim zaten otomatikman 4-5-6 diye tekrar devam edeceksin coldbound'un dediği gibi.

5-1-4-2-6-3
bu sıralama en idealidir hocam.

2-3 arasına ilk yapılan clone wars serisi atılabilir. üç boyutlu cıvık olan değil de 2 boyutlu basit, süper çizimleri olan.

önceden cevabı 3 kez verilmiş ama sırf zevk için cevap veriyorum:

4-5-6-1-2-3

bu arada ben mal gibi ilk izlediğimde bu sırayla izlememiştim :)

2003 ve 2008 arasındaki fark nedir acaba, o kadar SW fanı olmama rağmen ilk defa duydum bu 2 farklı klon savaşlarını=S

Birisi, 2003 olan, samurai jack tadında iki boyutlu ve çok güzel anlatımı olan bir çizgi dizi (ayrıca kısa kısa olup totali bile bir film tadında 1 saat kadar). 2008 yapımı olan diğeri ise konuyu dallandırıp budaklandırmak hastalığı yüzünden tadı kaçmış, 3 boyutlu, çocuk-para avcısı bir versiyon.

En güzelini coldbound söylemiş.

Valla işin legal tarafını bilmem de afişini indirdiğin partinin gençlik yahut hevesi 80 öncesinde kalmış orta yaşlı kolları tarafından inceden hacamat edilme riskin var. Değmez. :)))

Evet kesinlikle asmaya hakları var, özel yerler hariç kamuya ait belirlenen yerlere. Ama senin bunlara zarar vermen, kamu malına zarar vermekle eşdeğer bilesin. (parti seçim desteği alsın almasın)

Benim gördüğüm askerlik şubelerinde bu kadar detayi anlatacak adam bulmak imkansız gibiydi. Bence hiç karıştırmayın, ortaya atlamayin, birakin akışına. Kaldı ki, bildigim kadariyla kafalarina gore muayeneye adam gönderemiyorlar.

ya tecili bozup muayene olucaksın. ya 2013'ü bekleyeceksin. içim rahatlasın diyorsan da bugünden tezi yok çevrende bu rahatsızlığı olan adamları bulup soracaksın. elbet aynı şeyi yaşayan vardır.

Üstad en pratiği askerlik şubene gidip, muayeneyi nerenin yaptığını, çürük için hangi hastaneye sevk edildiğini öğren. Sevk edileceğin hastaneye gidip ilgili tabip subayla konuş. Kesin, net ve kati bilgin olur. İlgili subay zaten sana resmi yazıyla geldiğinde vereceği cevabı verecektir. Meslektaş olduğunuzdan rahat anlaşırsınız.
Selamlar...

üstad, naçizane tavsyem askerlik şubesi, askeri hastane vs.'ye gitme. oralardan bilgi almak için kendini heba edersin. normal devlet dairelerine benzemiyor. yaşayan biri olarak söylüyorum. gözlerden dolayı bilgi almak için tam 1 hafta dolaştım. en sonunda başlarım böyle işe deyip tecilin bitmesini bekledim. çürük için de 1 hafta koşturdum. sağlık kuruluşu, askeri hastane, askeri şube, heyet vs...

absürd komedi bu sadece orası kafana takıldıysa helal olsun valla :)

hatta bazen birbirlerine o mesafede bir şey uzatıyorlar (gemi maketiydi birinde) ve diğeri yanındaymış gibi alıyor.

behzat amirim de takılmıştı o mevzuya. :)))

yani koskoca dizide bula bula onu mu buldun :)

Değil gibi, öyle gibi... :)
Yani ön tarafta kadınlara yer ayrılıyor, erkekler arkada oluyor. Ama mitingin arka kısımları karışık oluyor. Sonuna kadar dinlemek isteyenker haremlik selamlık, bakıp gidecek takım karışık özetle. :)))

Öyle net birşey yok aslına bakarsan..
Biraz da il başkanlıklarının yada bölgenin seçim koordinasyonunun tavrına bağlı gibime geliyo..

hanımlar için ön taraflar bölmeyle ayrılıyor. fakat sonradan gelenler için karışık oluyor.
yani kadınlar da düşünülmüş ama zorunlu değil.

malumunuz bizim kadınlarımız sever böyle şeyleri elinde bayrak atlar gider ne olursa. o sebepten ötürü de ayılan bayılan çok oluyor buralarda. bundan dolayı kadınlar zorluk çekmesin diye ön tarafta bi bölüm ayrılıyor isteyen gidip orada izliyor, isteyense geriden takip ediyor. bi nevi pozitif ayrımcılık.

Şurada futbol oyun kuralları mevcuttur:

www.tff.org

Hakem başlığı altında şöyle bir madde var:
oyunu durdurmakla, ihlali yapan takıma bir avantaj sağlayacağı hallerde oyunu devam ettirir. Düşündüğü avantajın oluşmaması halinde yapılan ihlali cezalandırır.

yani penaltıda avantaj olur.

Avantaj kuralı sahanın her yerinde geçerlidir. Şut çekersiniz, defans oyuncusu eliyle tokatlar, yine de kaleye girerse gol olarak geçerli olur. Penaltı kullanılmaz. Oyuncu da ayrıca kırmızı kart yer.
Ancak penaltı konusu farklı, tam hatırlamıyorum ama %100 gol olacak bir pozisyon değilse eğer, hakem penaltı verebilir diye biliyorum. Oyuncu düşürülür fakat top henüz kale çizgisinden içeri girmemişse avantajlı durum penaltı olur.

Geçmişte bir kaç farklı durumda gol verildiğini gördüm. Mesela kaleci adamı alenen biçti ama adam can havli ile golünü attı. Hakem hem golü verdi hem kırmızı verdi. Lakin maç, zaman, takım hiçbir şey hatırlamıyorum. :))

düdük çaldığı için verdi, yoksa avantajı uygulayabilir.
gerçi kaç pozisyonu kesen hakem onu mu avantaja bırakacaktı

karaköyde vardı çeşit çeşit.

karaköy altgeçit

nato marka olan cevvalmiş diyiler. :)

av malzemesi satan yerlerden al mutlaka. alt geçitten falan alırsan çalışmayabilir.

av malzemesi satan yerlerdede olur

eminönü - sirkeci civarı bir yerden aldı bana da erkek arkadaşım, üzerinde "american police security, super-paralisant, cs-gas silliarde, maximum qualite" yazıyor. shefeelld marka. en iyisi en saglamı bu diye öğrenmiştik zamanında.

bir de bunların son kullanma tarihleri var, ona da bakmak gerek.

kullanmasına gerek kalmaz umarım :)

nereden alınyor bilemicem ama ben de nato markaya öneriyorum. test etmiştim aldığımda çok fena yapıyor

avrupa yakasinda avcilarda hemen e5 uzerinde silah dunyasinda vardi

taksimden almıştım ben zamanında nato marka olanını. mcdonald's ın olduğu aradan içeri girince ordaki tekel bayilerde bulunuyor. taksimdeki tekellerin pek çoğunda var sanırım.

500bin boyun eğmeyen sip'li.. ay aman türkiye kemalizm partisi ay olmadı ulusalcılar..
potansiyellerini biliyor adamlar, 500bin adı komunist kendisi kemalist olan bir parti için fazla..

Türkiye'de seçmen sayısının 50 milyonu geçtiğiyle ilgili bir haber çıkmıştı geçenlerde. Seçimlerde tahmini olarak %75 gibi bir katılım bekleniyor. Bu da aşağı yukarı 43 milyon gibi bir oy kullanımı demek. Kabaca düşünürsek 500 bin kişi hiç bir şey ifade etmez bence :)

sadece çoğunluk olmak barajı aşmak için üç buçuk milyon civarı oy almak lazım.

2007 seçimlerinde 35 milyon geçerli oy vardı. %10 3.5 milyon yapar.

kendin ossur kendin kokla hesabı.çocukça hayaller.seçim filen değil adamlar dernek gibi çalışıyo.maksat isim yapmak.ama kötü isim yapılıyor.tam bir loser partisi.

realist büyüme projesi sanırım. Yok la öyle bi şey de ben afili olsun diye uydurdum. :)
Kısa vadeli hedeflerle ilerlemek gibi bir amaç olabilir. Önce bi 100.000 olalım sonra 500.000 sonra baraj sonra iktidar gibi bir niyet olabilir, olmayadabilir...

mental masturbasyon

facebook klişesinden çıktığını düşünüyorum.

sembolik bir rakam. işte varız, biz de buradayız anlamlarına geliyor herhalde.

(bkz: kinect)

5 dakika move oyna yeter diyorum. Hatta dur link vereyim. :))
www.youtube.com :)

kredi kartınızdan paypal hesabına aktarma yapmanız gerekmiyor. alışveriş yaparken paypal direkt olarak kredi kartınızdan çekim yapıyor. komisyon yok.

para aktaramıyorsunuz, siz alışverişinizi yapıyorsunuz, paypal otomatik kredi kartınızdan çekiyor, komisyon yok, paypal kendi kuruna göre kredi kartından çekiyor parayı.

teşekkürler zippo ve saat alıcam toplam 100 dolar civarı bir şey üst sınırı var mı gümrükten geçme noktasında veya yasaklı olan bir ürün?

limitlerin altındasın sorun olmaz ama takipli kargo imkanın varsa tercih et. :)

Üstad birde alışverişin bitince haber verir misin?
Satıcın iyi ise ben de düşünüyorum. :)

elbette kadim kishi, haber veririm

dealextreme.com kullanıyorum ben. free shipping. orjinal zippolar da var. temin edenlerin yazıları, yorumları, foto ve videoları mevcut. herşey açık. oraya da bi bakın derim.

rakam büyüdükçe dealextreme den uzak durun. İncik boncuk konusunda yüz tane şey aldım onda sorun yok. :)

iç: vişne çürüğü
dış: beyaz

iç dış siyah gider panpa.

klasik ama seviyorum yazacam
dış: siyah üzerine kankırmızı şerit
iç: siyah hocam

olur mu bu derken? ne bu kardeşim? cinsi ney bunun? ben de istiyorum bundan.

iç beyaz dış gök mavi ( yıldızlı yaldızlı )

ben de istiyom lan. ne kadar bu?

bu bir pontiac firebird formula 400 70-73 arasi balta burun denen arkadas.kardesleri var trans am gibi.ayni serinin araclari.

renk ne olacak henuz tam karar vermis degilim.tek kafamin karisik oldugu bolum o zaten.

fiyat konusunu gormemistim.bir fiyati yok bunun.eskiden mahalle aralarinda terkedilmis bulunurdu.bu aralar bulmak cok zor olmaya basladi.ben bir bahcede yakaladim kendisini.pazartesi sokume baslaniyor.tamamen sifirlanacak.sifir 450 lik motor takilacak ustune.7500 motor olmus olacak.

tamamen elden gecirince sana kaca mal olmus olacak? cok guzelmis.

türkiyede mi bahçe? granadayı zor satıyorlar dedilerdi bana, hepsi baba yadigarı falanmış.

istanbul da bir bahce.

neye malolacagini pek dusunmek istemiyorum ama parcalari kendim getirecegim ve bunun evvelinde topladigim degistirdigim araclar oldugu icin iscilik konusunda da avantajli olacagim.

çok güzelmiş, bence kırmızısı yakışmış ki kırmızı araba sevmem pek. kırmızı dış, siyah iç diyorum bende. ya da vice versa

ah firebird ah :( süper kahraman arabası, hayırlı olsun şimdiden kırmızı siyah ve beyaz bu arabanın hakkıdır. kırmızı kullanmazsan küfretmiş olursun kendisine :(

içi çok açık olsun ki ferah olsun, dışarıdan bakınca da içinde olunca da için açılsın. dışı da böle iyi bence.

Üstad kırmızısını bozma aman ha. Hatta kendi renk gamından daha açık ya da koyu da yapma. Bildiğin boyalı şahin gibi duruyor. İnsanlar orjinal renklerinden farklı oldu mu yadırgıyor. Hatta üstüne ekstra çizgi v.s. de atma. TEk kırmızı olsun bence. :)

İç renk kafana göre. Derileri de yenileteceksen kemik renginden beyaza hepsi olur. Tabii siyah yaparsan oluşacak kontrast da fena olmaz! :)

dışını siyaha boyarsan kara şimşek'in kardeşi olur.

454 luk v8:)

sanayide bulabilirsin. her tornacıda olur.

çuvalda satılan birşey değil diye biliyorum; ama zirai amaçlı sıvı olarak satılıyor.

La olm spesifik bir şey arıyorsan getirtecen, değilse bi Çıracıya sor. (Ciddiyim) olmadı bir de egetaş'a sor. ikisi de okul araçları falan diye getirtebiliyor, civa miva hesabı.
olmadı sanayi yolları taştan. :)

barca bu futbolu türkiyede oynayamaz. adamın ayağını kırarlar. böyle de bir durum var. tamam ayağa paslar yapıyorlar filan. ama trde üç pas sonra adama dalarlar bu bir. rakipleri de barcayı oynatıyor. sahada futbola izin veriyorlar.

diğer neden de bence barcadaki futbolcuların kalitesi. herkes kimin ne yapabileceğini biliyor. atılan paslar yerini buluyor. verilen paslar geri alınabiliyor. bunu trde takım olarak yapabilecek yok. 2 adam kendi aralarında yapabilir ama komple takım trde yok. bu iki.

üçüncüsü ise buna benzer bir oyun modelini bu senenin ilk yarısında kaliteli oyuncularıyla beşiktaş oynamaya çalışıyordu. herkes açık ara şampiyon bitirir diyordu. rotasyonun kralı yapılıyordu. her maça aynı yüksek kalitede farklı 11ler çıkarılabiliyordu. birkaç hafta içinde sahaya ideal bir 11 sürülemeyecek hale geldi. çünkü kadro sakatlarla doldu taştı.

türkiye'de futbolu ciddiye alan, yetişmiş, bu iş üzerine kafa yoran teknik adam, antrenör, futbol öğreticisi yok denecek kadar az.
futbolu iş adamları yönetiyor, kişisel çıkarları için. oyunu bilen insanlar yönetmeli.

oyuncuların kalitesi çok çok önemli... bu da direk 450 kağıda çıkıyor zaten... selçuk şahin, ayhan akman, barış özbek gibi oyuncularla ne kadar yapılabilir ki bu pas alışverişi...

tabii yapabilmek için bunu 2 gerekli etken daha var...

1- yıllarca beraber oynamak... bunu altyapıdan itibaren belli bir oyun sistemi içinde oynamaya alışmak şeklinde de söyleyebiliriz.

2- sağlam bir altyapı eğitimi... türk futbolcusu, en kaba ve genel tabirle sahada ne yapacağını bilmez... ne nerede durması gerektiğini bilir, ne nereye top atması gerektiğini...

şimdi rakibi yoruyorsun tamam ama rakibin tek pasla gittiği mesafeyi barcelona 30 pasla gidiyor(abartı yok). ayrıca dün gördük ki oyun sıkışınca (geçen seneki inter serisi ve dünkü madrid maçı) kendi sistemlerinden çıkmak zorunda kalıyorlar ve uzun topa dönüyorlar. o zaman beşiktaş'tan farkı sadece oyuncu kalitesi oluyor. ve sahada tek uzunu olan bir takımın da real madrid savunmasının yanında kafa vurması pek olası değil. ayrıca xavi ve iniestanın form düzeyi (bakın messi değil) takımı %99 korelasyonla etkiliyor. messi alves zaten her maç o kanattan en az 2 3 pozisyon yakalar ama oyunu karşı sahaya yıkanlar xavi ve iniesta. onlar iyi oynarsa sistem konuşmak bile saçma barcelona alıp götürüyor ama onlarda da form düşüşü yaşanıcaktır.
işte o zaman ben o uzay futbolu kafasının tepetaklak gideceğini düşünüyorum.

Üstad topu vermek kadar almak da mesele. Yani bizdeki gibi topa dürtüp, benden gitti yareppim çok şükür dersen olmuyor. Adamlar pası atıp anında boş bir alana kaçıyor. Ayrıca bu sistemde iki tane süper adam eksilten A++ oyuncu (iniesta-messi) bir de iğne deliğinden inek geçirebilen bir pasör (Xavi) var. Yani 145 ketilyon pasla rakip bayılınca bir ara topu, bir sıra çalım gol oluyor neticede.

Özet: Beraber oynayan, birbirinden ve sistemden (altyapı) haberdar bir ekip artı en az3 ekstrem oyuncu. Bizim memlekette koalisyon kursan bu formülasyonu karşılayamazsın neticede. :)

(bkz: beşe iki)

www.eksiduyuru.com

burada yazdıydım ben. d&r'larda filan son ek pakete kadar oyun indirimli, son pakete de 80 lira gibi bir şey bayılmak gerekiyor.

gittigidiyor ile karşılaştırın. ben oradan aldım ama kampanya cart curt aynı paraya geliyor bazen. :)

Ayrıca ben de 3 ay öne 10 gün bi deneyeyim dedim. 85im şimdi. :)))

battle chest diye bir meret var. lich king zamanında ilk iki oyun vardı 60 liraya almıştım. gitti gidiyorda da aynı fiyatta ama chest içinden kitap mitap falanda çıkıyordu. şimdi ki fiyatını bilmiyorum onu bir araştır. eğer iyi değilse gitti gidiyor ya da ebay de güvenli satıcılardan al. ben LK paketini piyasada 75 tl iken 33tlye almıştım. cata'ı sonra alırsın hele bi 80 ol.

15 dk yürürsün en fazla merkez diye tabir edilen yere ulasmak icin ama gece gec saatte kiz oldugun izlenimine kapilarak sölüyorum aklindan gecirme, tam olarak neresine düstü bilememde sehir icinde oldugu kadar eski konya yolu üzerindede bi kışla mevcut oraya düstüyse otobüs yada dolmus kullanmak zorundasin zaten

otogar uzakta kalıyor yürüyerek gidelecek yol değil ama 24 saat servis var(dı en son geçen yıl mezun oldum ama hala vardır) gar ise şehrin içinde kalıyor gideceğin yeri söylersen uzak yada yakın derim. mesela harbiş yada uydukent için uzak ama yeşil yol için çok yakın olmasa da yürünebilir mesafede.askeriye harbişe yakın o yüzden yürüyerek bir de eşya varsa zor olur. ama garın önünde taksiler oluyor o açıdan da sorun yaşamazsınız yada şehrin merkezinde taksiler var şehir içi 5 liraya götürüyorlar ilk gittiğinizde alırsınız numarasını her gittiğinizde ararsınız.

hocam akşam tren kalkıyo istanbuldan, sabah 8.30da afyonda indiriyo. öğleden sonra ise 15,30 civarı otobüse binicemki mantıklı saatte istanbulda olayım (22,30). öyle çok abuk saatlerde gezmem gerekmiycek. bi de nişanlı kişisiyle buluşucazya, çok izbe uzak yerde değilse bu tren garı ve otogar o beni bırakır. merak ettiğim şu ki mesela istanbulda otogar nasıl cehenemin bi dibi gibi kalıyo anadolu yakasındakilere, öyle bi durum var mı?

sen üstteki arkadaşa bakma otogar şehir merkezine oldukça uzak

İL J.K.LIĞI/AFYONKARAHİSAR diyo, bilemedik biz neresinde afyonun. eşya yok ya günübirlik, git gör ağla gel modu :)

belirtmeyi unutmusum ben gardan bahsetmistim yoksa otogardan yürümen olasi deil ama 24 saat boyunca yarim saatte bir servis var otogardan istedigin yere. ama bana sorarsan trenle ugrasma derim maddi yönü sıkıntı deilse

jandarma diyorsa tam emin olmamakla birlikte eski otogarın tam karşısındaki yer sanırım. tren garına 15-20 dakika bir mesafe yürüyerek. ambaryolunun bittiği/başladığı yer. bu kadar kasmaya gerek yok ya gündüz saatlerinde her yere zaten dolmuşlar var sıkıntı olmaz.

ya tren fikri hoşuma gitti benim yoksa otobüs tren farketmez pek. arada 12 tl kadar bi fark var, katlanılamaz ölçüde değil. zaten tren olayı gece tek başıma yolculuk yapmama uygun değilse mecbur otobüs kullanıcam. zaten servis varsa merkeze bırakırlar. değil mi? servisle de çok sürmez herhalde. yani geceden gidilip 15,30 civarı tekrar binilerek yapılabilir gibi. ne dersiniz?

bacım trenle yol çok uzun sürüyor, ben 17 saat gittiğimi bilirim :)(arıza çıkmıştı ve ön vagonlardan biri devrilmişti) hiç sıkıntıya sokma kendini, servisler seni her yere bırakır istediğin saatte, zaten gündüz dönüşte de servisi beklemeden şehrin dolmuşlarıyla rahatça istediğiniz vakitte otogarda olursunuz.

Açılın Afyonlu geldi :))))
Efendim Tren garında inince nişanlına söyle seni almaya gelsin. Yürüyerek jandarma gar arası 20 dakika. Yok illa ben gidecem diyorsan Gardan sor dümdüz yürü Stadın yanından karşıya geç el ettiğin dolmuş seni 5 dakikada Jandarma komutanlığına götürür.

Dönüşte hiç sıkıntı olmaz, şehir içi servisler her yerden geçiyor, otogara gitmene gerek yok yani. Bilet aldığın yerden mesela şehir içindeki Kamil Koçtan, ben buradan servise bineceğim demen yeterli. saat söylerler oradan atlar gidersin. :)

Ekstra soracağın her şeyi mesaj at, buradan - sözlükten, yardımcı olayım. :))

Trenle gelmeyi düşünme bence. Sabaha karşı da gelebiliyor tren öğlene doğru da. Ben hep arkadaşlarımı sabaha karşı alıyordum. O kadar saat beklersin boşa. Bence otobüsle gidip gel. Saatleri uydurduktan sonra problem çıkmaz.

Hayırlı tezkereler :)

kap.gov.tr :)))

kap sadece bildirimleri gosteriyor galiba ben finansal analiz bulamadim orada :(

geçen hafta finansçı olmayanlar için finans gibisinden bi eğitime katılmıştım, incelediğimiz firmalar doğuş oto, aksa enerji bir de coca-cola'ydı.
hocamız da sanırım firmaları inceleyebilmek için imkb'nin sitesine girebilirsiniz gibi bir şey demişti.

arastirma raporlarindan bulabilirsin sanirim oranlari yatay analizler de olabiliyor, beta analizi olmayabilir raporlarda dogrudan o ß degerini yazarlar zaten..tabi onu kendin yapabilirsin zaten cokta zor degil illaki finans bilmene gerek yok.

bu arada bu verileri hazir elde etsen bile sanirim yorumlaman da istenecek o yuzden bence basitce ogrenip kendin yapsan daha mantikli olur yoksa hazira rakamlari bulsan bile yorumlayamazsin veya yanlis yorumlarsin eger bunlari bilmiyorsan, zaten bir finansal yonetim veya kurumsal finansman kitabina baksan bu analizleri vs bulursun ne ne demek nasil yapilir vs. onun disindakiler de kagit kurek excel isi:)

@2pac o arastirma raporlari nerede bulunur desem ayıp etmis olur muyum? :)

yatirim menkul degerler sirketlerinin bazisinda bedava raporlar oluyor bir bakman lazim basit bir uyelik ile belli raporlara erisim oluyor.

diger turlu belirli veritabanlarina bu raporlar dusuyor, bankaci vs arkadasin varsa veya okulun boyle bir erisimi varsa bulunabilir.

mail adresinizi özelden atın örnek göndereyim isterseniz.

Doktorlar bilir tabi, ama ben bu gibi rollercoaster'larda "kalp, bel vb sorunları olanlar, hamileler binmesin" gibi tabelalar gördüğümü hatırlıyorum. eurodisney^in web sitesinde de vardır eminim.

kısadevre yaptırma sonra.

sadfasfasfasf kısa devre ihtimali hiç aklıma gelmemişti. :)
ilahi be kardeş :))))

kalp pilinden önce, kalbindeki kalp pili takılmayı gerektirecek sorun önemli bence meslektaş. yani kalp pili tek başına bir şey yapmaz da o pilin takılma nedeni olan rahatsızlık ne derecede, hafif mi ağır mı, rollercoaster tetikler mi falan.

bu arada hatırladım, geçen sene yazın kan ilanı vermiştin kendine. hatta muhabbetini yapmıştık da grup tutmamıştı. meslektaş çıktın sonra. geçmiş olsun, iyi geçmiş ameliyat.

@kibritsuyu Eyvallah kardeşim.

Kalp pili kalp kapak ameliyatından tam blok çıktığım için var. Yani ritm cart curt problemim yok. kendi ritmim de var. Hastanede pilsiz olarak 3 gün takıldım o da var. :))) Yani aritmi ya da adrenalin kaynaklı sorun yaratacak bir durumum yok. :)

500 civarı nokia c5-03 var

www.vatanbilgisayar.com

www.hepsiburada.com

www.darty.com.tr

bimeks.com.tr

400 (~500) tl civarinda bildigim bu durumda bir tek nokia 5800 var. cok sey istemissin.
ben olsam uzerine biraz daha para koyar ikinci el bir iphone 3g alirim, o ayri.

nokia yı salla derim, her halukarda androidli telefon alın.

lg optımus one, samsung ace, ımkan varsa desire, galaxy s.

Herkesin elinde var demezsen, 5800da c5-03 de uygun.
ben 5800 eşim c5-03 kullanıyor. İkisi de istediğin özelliklerde ve memnunuz. Ben çok ıcıj cıcık kullanmam symbian ne android ne bilmiyosan da boşver gerisini.

galaxy mini.. tek geçilir

(bkz: başkent iletişim)

Kurs kürek fasa fiso meslektaş. Sen burada derdini çat diye anlatıyorsun di mi? (cevap evet biliyorum :))
Senin sıkıntın bol konuşmada yatıyor. Buna uygun bi ortam ayarla kendine. Ne bileyim amatör tiyatro bul kendine, geyik ortamı olan bir yerlere takıl bilip bilmeden salla her konuya. Gayet ciddiyim. Mesele bol bol konuşmak. Tabii bol bol da okumak.

evet burada anlatabiliyorum çünkü karşımda kimse yok. yazı ile anlatıyorum. yanlış yazarsam silip tekrar yazıyorum. o yüzden takılma, zorlanma, toparlayamama falan olmuyor. bi de konuşurken görsen.

Bence hiç bir yerden.
Gelir tablosu size ait değilse, firma da SPKya kote bir firma değilse, başkasının gelir tablosunu almanız çok ama çok zor.

bahsettiğiniz şey gelir tablosu değil de vergi levhası olabilir diye düşündüm niyeyse.

eğer doğru düşünmüşsem www.gib.gov.tr adresinden internet vergi dairesi'ne girip sorgulamalar kısmından e-vergi levhası sorgulatabilirsiniz. tabii eğer istediğiniz bu ise.

2 senedir kullanıyorum aspire, çok da bir sorun yaratmadı, memnunum hala.

Memnunum, hic bir sorun cikarmadi.

5742G kullanıyorum. Memnunum ama bu fiyat ne be? Benimkinde 3 ram + 320 hdd var, gerisi aynı; 1100 TLye aldım???

fiyat normal ya, ben de bu fiyata aldım, 4 gb ram + 320 hdd + 1 gb ekran kartı çok da uçuk değil yani bana göre fiyat bu alet için, dandik hp'ler 2 bin liranın üzerinde giderken.

yakın fiyatlarda asusun da laptopları var. acer diye almamayı düşünmüyorsanız die şeeetttim.

fikir vermesi açısından cer la ilgili bir düşünemi aktarayım. klavye düzenine alışamadım. dışardan bvakınca normal klavyelerden farkı yok gibi geliyor ama ben hep a yerine caps lock'a falan basarken buluyorum kendimi. garip.

ikisi de reel değeri yansıtır ama 2000'le 2008 arasında epey enflasyon farkı falan vardır. bunları birbiriyle karşılaştıramazsın gibi geliyo bana.

Biraz bakkal işi tavsiye olacak ama 2008 rakamları varsa (2000 baz da) kendin de 2008-2009-2010 oranını çıkarabilirsin gibi geldi bana.
yani
2000 - 100
.
.
.
2008 - 50
2009 - 60
2010 - 70 olsun 2008'e 100 diyip
2008 - 100
2009 - 120
2010 - 140 olabilir gibi?
Bilemedim, en azından fikir verir diye şeyettim. :)))

fena değil.
İnternet artı sınırsız kullanıcı avantaj.
Öküz gibi günceliyorlar. Sıkıysa olmasın tabii o da ayrı. Her gün 5 kanun çıkınca böyle oluyor. :)
Pratiklik göreceli. Bir süre sonra herkes her programa adapte olabilir. O açıdan link kullanan biri olarak sıkıntı çekmedik.
Sc vermeye çalışayım...
Azzz sonra. :)

tanıtım cd'si var bende. seminer öncesi dağıtmışlardı. az sonra bir yere upload edip linkini veriyorum.

kullanmıyorum, o yüzden kullanımla ilgili yorum yapamayacağım.

Bir de chrome sevmezgillerden onu da ekliyeyim. İlla explorer olacak. :)

oha cd'yi rar'ladım azıcık gibiydi 176 mb etti. upload.gen.tr'ye yüklüyorum, indirmem çokmuş derseniz yüklemeyeyim. 1 saate falan biter yüklemesi sanırım.

ben zirve kullanıyorum. www.zirveyazilim.net memnunum, öneririm. lakin luca gibi web tabanlı değil. demosu var sitede, indirebilirsiniz. bunu da aynen öküz gibi güncelliyorlar. cumartesi günü yenilenen beyannameler ve vedop sitesi için dün güncelleme çıktı mesela.

üni de eğitimini vermişlerdi
şirket kurduk bütün yıl işlemleri falan.
basit bir programa benziyordu.
genelde smmmm ler kullanıyor.
ismmmo pazarlamacısı gibi çalışıyor.
internet tabanlı olması
şifre ile her yerden bakabiliyor olmak falan güzel yanı.
kullandıkça alışırsın başka yolu yok.
logo erp oracle ve micro kullandım hepsine alışıyorsun zaman sonra.

@kibrit suyu

176 mb indiririm sorun değil ama vakit kaybı yaratmak istemem o yüzden hiç zahmet etme kendine.. Cd içeriğinde ekran görüntüleir varsa onları alabilirim ama :)

@kadim kişi

onu da soracaktım aslında. firefox'da çalışır mı diye ama chrome'da çalışmıyorsa ff'de de çalışmaz sanırım.

@seyduna

ben de Orka kullanıyorum. Şu an gözüm kapalı kayıt yaparım. Alışmak mesele değil yeter ki tüm ihtiyaçlara cevap versin..

yok zahmet değil zaten tıkladım gidiyor o kendi kendine. bana engel değil. ekran görüntüsü var ama jpg değil, swf yapmışlar, tek başına da açamadım. zaten onlar tutuyor 176 mb. bana sorun değil yani, linki vericem bi saate kadar.

çok sağol. bekliyorum.

ben de bekliyorum.

ben indiremiyorum 0 gözüküyor büyüklüğü.

evet ben de 5 defa denedim. 0 byte olarak iniyor. sanırım sunucuda işleniyor ya da öyle bişi..

du bakalım düzelir herhalde. boşa upload etmemişizdir umarım. neyse sıkıntı değil, başka siteye bi daha yollarız, taş atıp da kolumuz yorulmuyo ya.

www.upload.gen.tr

bu da part2.

arkadaşım luca orka zirve gibi programlar büro programıdır.şirket için alacaksanız luca koza profesyonel yada logo tiger plus tarzında faturayı ve muhasebe fişlerini yazdırabileceğiniz erp tabanlı programlar lazımdır.luca net tabanlı programdır iyi tarafı diğer programlar gibi sizden güncelleme versiyon değişimi parası istemezler sınırsız kullanıcı açabilirsin internetin olduğu her yerden girersin beyannmeleri xlm yapar e beyanname sitesine gönderirisin...

yok biz smmm bürosuyuz zaten. 5-6 yıldır Orka kullanıyoruz. Ondan önce Link kullanıyorduk. Şimdi hem sunucu/ana makine olayını kaldırmak istiyoruz hem de daha pratik modern bir sisteme geçmek istiyoruz. Daha doğrusu tek alternatif Luca'yı biliyorum. Orka hâla dos tabanında çalışıyor.

Haa bi de fiyat konusunda acayip fark atar diğerlerine.
ilk fiyat 900 liraydı, değişmiştir. Sonra her yıl 100 yavru tutarı TL veriyosun.
link kullanmışsın biliyosundur adamı nasıl si... eee öptüklerini. :)))

Kadim dost, kadim kişi ekran görüntüsü alamadın sanırım :) kibritsuyu'nun linkleri çalışmadı yine.

Luca'da mevzuat da varmış. Mevzuat için de bir ton para vermeye gerek kalmayacak.

versiyon parası istemezler ama yıllık hizmet bedeli alırlar 100-150 lira gibi bir şey. bir yıl içinde ne güncelleme olursa olsun ücretsiz yararlanırsınız. ama bazıları gibi "kesin mizan bildirimi diye bişey çıktı, güncelleme için 300 kafa bayılman lazım" demezler.

muhasebe bürosu için ben hala zirve'yi öneririm. her ihtiyacınızı karşılayacağından eminim. bir tek işte luca'nın en önemli özelliği olan, sizin de aradığınız web tabanlı olma özelliği yok. yine bir ana makine ve ona ağ üstünden bağlanan terminal makineler var. web tabanlı özelliği de olacak diyorlar ama bilmiyorum.

hay allah yahı, yarın işe gidince tekrar rarlayıp bir daha upload edeyim.

Bi kaç ss şu şekilde;
Şirketin kasası alacaklı demeyin, açılışı yapmadım daha. :)))
img291.imageshack.us
img856.imageshack.us
img35.imageshack.us
img156.imageshack.us

vallahi delireceğim. şimdi imageshack'deki fotoları görüntüleyemiyorum.

You have tried to load a page on imageshack.us, but there was an error. Please press back and try again.

baktım hakaten bana da o errordan verdi. :))))
var bi nasipsizlik. :)

tamam anonymouse ile görüntüleyebildim. Türkiye engellenmiş mi is'de nedir anlamadım. Görüntüler için teşekkür ederim. :)

Avukat değilim öncelikle.
Savcılık soruşturma açtığına göre onu beklerler büyük ihtimal. O da lysden önce olmaz. Çok afaik bir şey olmazsa o davadan hiç bir şey çıkmaz.
tabii bence...

buradaki hız belirsiz bir hızdır. çünkü önemli olan savcılık incelemesi. savcılar hakimler kadar bağımsız değil. esasen tam bağımlıdır diyebilirim ama burada değil patagonya!da :)
ayrıca davanın sizin isteğiniz gibi sonuçlanması ihtimali %1 bile değil.

www.istanbul-ulasim.com.tr

surdan

Yav büryan sen etme bari,
İnternet sitesine baktım zaten.
Türkiyede bir şeyin ilan edilmiş olması onun o şekilde çalıştığı amnlamına gelmiyor. Bizim burada dolmuşlar 24:00e kadar çalışmak zorunda. Belediye talimatnamesinde ama çalışmıyorlar. 23 dedin mi bir Allahın kulu kalmaz. İstanbulda yaşayan tanıdığım yok o yüzden soruyorum: Cumartesi günü sabah 06:00da çalışıyor mu? :)))

calısıyor, metro son 10 yıldır benım bıldıgım bi sel basması bi de kazık cakarken tuneli delmeleri sonucu aksamıstı istanbulda.

ilk sefer 5:48 de geciyormus otogardan hatta.

Danke şönlerden bir demet efendim. :)

aklıma ilk gelen şey jöle. bildiğimiz saça sürülenlerden. aslında yemek için olan jöle daha pürüzsüz olur ama uzun yıllar dayanırmı bilmem. saç için olanda çok uzun yıllar idare edebilir ama içindeki minik hava kabarcıkları bilmiyorum görüntü kirliliği yaratırmı.

tabi üstünüde kapatırsanız ufaklık elini ayağını sokmaz içine.

gülle gibi olur yalnız, nası taşırsınız onu doumgünü çocuğuna?
bence içi boş olsun.

o mum şeyinin adı sarafin miydi neydi. akrilik de olabilir dediğin şey için

üstad mesela mesela kapak yapacağın şeye iple tuttursan. Hareketli bilem olurlar? :)))

sıvı parafin

bir iki ay önce martha stewart'ta görmüştüm. maddenin ne olduğunu bilmiyorum ama önce kabın yarısına kadar renksiz sıvıyı döküyordu, sonra onun donmasını bekliyordu. o donup sertleşince de üstüne kullanacağı cismi koyuyordu ve kalan sıvıyı üstüne döküp tekrar donduruyordu. böylece o cisim sabit bir şekilde kalıyordu ortada. tam aradığın gibi bir şeydi yani. cadılar bayramı programlarından birindeydi. madde adı söyleyemedim ama belki izleyen biri vardır ve söyleyebilir o sıvının ne olduğunu.

@tolga.asp: hava kabarcıkları için jöle, doldu maddesi için bu linktekini kullanıcam sanırım (saturndeki salyangoz'a teşekkür ederiz):
mummalzemesi.com
@shiranai: hafif olsun diye plastik kap kullanıcam, o yüzden bu mumların yapıldığı maddeyi arıyordum, haiff oluyordu mumlar bununla.
@kadim kishi: nasıl hareketlendiririm diyordum kapaktan ipler güzel fikir, yalnız içini doldurursam bir işe yaramaz, ama boşluk bırakabilirsem, kap içinde kap ile dolgu yapıp kapları geri çıkarabilirsem...

Hostel diyorum, google dyorum. :)))

couchsurfing
hospitalityclub
airbnb
hostelworld

nereleri gezmeyi planladığnı da yazsaydın keşke.@2 +1.

hem avrupayı gezeceğim demişsin hem de bir evde 20 gün demişsin hocam.
evi yanında mı taşıyacaksın, kaplumbağa mısın sen?

couchsurfing de yer ayarlayamazsan ve hosteller pahalı gelirse, yanında çadır götür camping alanlarında kal, daha ucuzdur genelde. ben interrail ile dolaşmıştım, genelde akşam trenlerini denk getirip trende ya da garda uyuyup ertesi gün geziyordum. sokakta çeşmede falan da saçını, koltuk altını yıkarsın 2 günde bir, mis....

Öneri; Havaalanlarında olması lazım DÖviz bürolarında. Gİderken havaalanında bozdurabailir alabilirsin.

Veya en kolayı bir miktar parayı dolara çevir, Polonyada zloty yaparsın tekrar??

Havaalanı cepte olan bir alternatif ancak kur farkı yüksek oluyor. Dolar konusunu araştıracağım, sağolun, önerilere hala açığım.

Hocam euro da olur dolar da al git indikten sonra indiğin şehirde bozdur. hava alanları adamı öpebilir. :))))

bende bilgisayar müh. son sınıftayım. başta bende öle düşünmüştüm. bi türlü anlyamıodm dersleri. çok sıkılodum, tekrar gireyim öss ye diordum. ama bi yerden sonra sevmemye başlıor insan. anladığım kadarıyla iyi bi üniversitede okuosun. zeki birisin demekki. elektrik-elektronik te de çok rahat okursun. zekanı bu yönde kullanmaya çalış, yeni fikirler yeni projeler üret. bence tıptan daha zevkli mühendislik. çünkü tıpta sadece ezberliosun.

Üstad şimdi 21 yaşında olmalısın, yani ne kaçırdığın bir şey ne de bir yrlere geç kalmışlığın var. Yüreğinin sesini dinle bence ama yüreğinin vicdanının terazisine şunu da koy; beni okutan aileme bu 3 yılı yok saydırmak ne derece doğru, eğitimimi sıfırlamakla kaybedeceklerimin kazanacaklarıma oranı ne? Neticede hayat senin olsa da tek başına yaşamıyorsun. :) (şimdiye değil de bi 10 sene sonrasında not: Herkesten fikir al, kimseden akıl alma. Kendi kararının arkasında dur her zaman. Hata yapsan da hata benim de, asla kendine kızma. )

Selamlar...

Bence değiştirme. İnsana elde edemediği şey her zaman daha güzel gelir. Tıpın şuanda sana öyle gözüktüğünü düşünüyorum. 6 sene baştan okuyup bir de tus için filan uğraşacağına 2 sene sonra diplomanı alıp çok daha iyi yerlere gelirsin emin ol.

panpa elektronik gibi bölüm yok ya. arkadaşım bitiremedi okuldan atıldı. şimdi tıp cihazları üreten bir firmada çalışıyor. aylık 2000 lira maaş alıyor. bitirenler de 3500 falan alıyor. parası iyi yani. sabret az kalmış zaten.

aslında şöyle söyleyeyim, ben biraz burs alıyorum zaten çok fazla aileme yük olmadım geçen 3 sene boyunca ama tıpı kazanıp gidersem burs da doğal olarak gidiyor. yani bölümü değiştirdikten sonra aileme yük olmaya başlıcam. ayrıca ailemin durumu çok kötü değil mali yönden bi sorun çıkmaz gibi geliyor. açıkçası benim canımı sıkan maddi konular değil yani mezun olunca alacağım maaş veya aileme ne kadar yük olacağımdan ziyade ileride iş hayatında her karşılaştığım zorlukta "keşke" demek istemiyorum. ve şunu da biliyorum ki doktor olmak çok ayrı bir olay hayatımda en saygı duyduğum meslek bu oldu. beni tek engelleyen bazı arkadaşlarım gelecek sene mezun olacak(hazılık okumayanlar) ve ben daha henüz yeni bir bölüme başlamış olucam. elimi kolumu bağlayan diğerlerinden bu kadar farklı konuma düşmek. umarım anlatabilmişimdir derdimi dolaylı da olsa.

elektronik sevmeyerek okunmaz, hele 3. sinifta lanet edersin yaptigin ise. zararin neresinden donsen kar, hele ne istedigini biliyorsan ve eminsen derhal kac. 6+ sene dedigin zaten yuksek lisans filan derken ayni yere geliyor. mutlaka gir sinava.
burs yine bulursun sinavda iyi yaparsan ki yaparim diyorsun.

tryit, aynen dediğin gibi düşünüyorum. özellikle insanın kafası başka yerlerdeyken o eğitimi almak tam bi çile oluyor.

panpa doktorluk güzel forslu meslek de bir sürü arkadaşım doğuya atandı. tut ki tayinin artvin'e çıktı ki artvin diğer seçeneklere göre çok iyi. artvinde hayatını devam ettirebilecekmisin_? bence siktir et sen elektroniği bitir. çok iyi bölüm cidden.

tryit haklı, elektronik sevmeden okunacak bir bölüm değil.

Ama çoğu elm öğrencisinin elektronikle tek alakası dersler olduğu için bu işin ne kadar zevkli olduğunun farkına varamıyorlar. hele 3.sınıfta ¨napıyorum ben burda¨ diyen çok.

3. senede okulu bırakıp tıpa geçmek çok radikal bir karar. Eğer ömrünüz boyunca elektronikle uğraşamayacağınızdan eminseniz ömrünüzü harcayacağınıza birkaç senenizi harcayın daha iyi. Fakat bana kalırsa dersleri falan bir kenara bırakıp alanınızla ilgili biraz düşünün, araştırın; hatta elektronikle ilgili hobiler edinmeye çalışın. Çünkü çok geniş bir alan elektronik, birçok dalı birbirinden çok farklı, ucundan tutulabilecek çok şey var.

benim usta köyüne gitgel 50 tl harcadığını anlatmıştı, 1000km'de. bi kere arkadaşının, iki kere de bi akrabasının arabasıyla. ikisinde de corsa'nın dizel modeli, arka camları olmayan modeli diye anlatmıştı. ben hala inanamıyorum gerçi...

15 kuruş = 100 km 15 tl
15 tl = (kırsal motorin) 15/3,16= 4.75 lt

100 kmde 5 lt yakan araba zor bulunur diye düşünüyorum.

çift kavramalı otomatik vitesli dizel megane/fluence lar 4.4 yaktıgını iddia ediyor.

www.renaultedc.com

edit: litre tabiki

vw polo 1.2 tdi (mazot 3.35 tl dersek) karma kullanımda 13 kuruş yakar.

hydundai getzlerin ortalamasi da 4.5 litre.

www.hyundai.com.tr

skinning üzerinden yeni bir şey öğrenmiyorsun ki, seviyesi arttıkça daha üst seviye deriler toplayabiliyorsun işte.
yani öyleydi burning crusade zamanında, şimdi değiştiyse bilemem.

mesela master skinning i falan öğrenmek için. :)

www.wowpedia.org
master trainer lazım, buradan bulabilirsin.

bakan olursa diye çözüm şu;
classicde artisana kadar trainer var. sonrası için, tbcde master, wotlk da grand, catada illis. :))) yükseleceksen para verecen hocu. :)

Aman abi, gittigidiyordakiler yüzünden bir arkadaşın parası buharlaştı, ona göre. Ben tavsiye etmiyorum şahsen.

yok yav sadece WoW alacam 15 tl. battle.net te 30 tl olmasa oradan alırdım. :))
ayrıca cata falan kasamam ben. :))

wow 10 dolardı sitesinde en son

lin verebilitesi olan? yuto? :)

yeni oyun çıktığı için eskilerin hepsini toptan 20€ a alıyorsunuz, akabinde yeni oyunu alıyorsunuz. tüm kurulumlar bittikten sonra updateleri yapıp aleme dalıyorsunuz.

not: bahsettiğim kampanyanın tarihi geçmemiştir umarım, hindi yeme bayramı için yapmışlardı bi güzellik ama şimdi göremiyorum ortada :S

20 yavruya nereden alıcaz? :))) sitedir linktir? :)

şimdi öncelikle almanız gereken (en son expansion ile birlikte) toplamda 4 adet oyun olacaktır: world of warcraft classic + the burning crusade + wrath of the lich king + cataclysm. catacylsm hariç diğerlerini oyun satan herhangi bir mağazada ellerinde kalmışsa bulabilirsiniz, cataclysm ise 6 aralıkta görücüye çıkacak.

bu oyunun türkiye distribütörü aral game. isterseniz buranın online alışveriş mağazasından yararlanabilirsiniz ama bir kampanya falan yok, fiyatlar çok da ucuz değil.

www.aralgame.com

dilerseniz blizzard'ın online alışveriş sitesinden hem de dijital ortamda (yani cd gerekmeksizin) de alabilirsiniz ama o zaman da aldıktan sonra uzan süren bir download işlemi sizi bekler.

eu.blizzard.com

şu anda orada da bir kampanya gözükmüyor maalesef, belki noel yaklaştıkça yapabilirler ama garantisi yok bunun. ama bence madem ki catacylsm'in başlamasına bu kadar az kaldı ve millet bayağı bir akın edecek ilk aşamada, acele etmenize gerek yok, biraz daha bekleyip olası bir kampanyadan yararlanabilirsiniz.

tabii bir de bütün bunlardan sonra size 1 ay bedava oynama hakkı verilecektir, sonrasında da sanırım €13 gibi bir aylık ödemeniz gerekecek oynamak için.